gökkuşağı

30 Aralık 2014 Salı

iletişim Adreslerim

İnsan sanal aleme bir kez girdi mi dönüşü olmuyor :D Bak bu sitede güzelmiş, şu da iyiymiş derken bir sürü yerde buluyorsunuz kendinizi. Bende bloğumu açtığım günden beri bloğumu daha çok kişiye tanıtmak istediğim için açtığım hesapların sayısı da gün geçtikçe çoğaldı. O yüzden beni sadece blogta değil diğer sosyal sitelerde de takip etmek veya iletişime geçmek isterseniz diye bana ulaşabileceğiniz adresleri paylaşmaya karar verdim.
EfeKızı olarak kullandığım facebook hesabım: 
Bloğumun Facebook sayfası: 
Twitter hesabım: 
Tumblr Hesabım: 
Instagram Hesabım: 
Ask.fm Hesabım: 
Pinterest Hesabım: 
Youtube Hesabım: 


Bu espriyi de yapmazsam hatırı kalır: "irtibatı Koparmayalım baba!" :D :D 
(Ekmek Teknesi ne güzel diziydin sen.. ^_^)
Görüşmek üzere, sosyal kalın! :D 

29 Aralık 2014 Pazartesi

Yeni Yıl Bana Bu Cicileri Getir!!! ^^

Eveeett bir yıl daha bitti ve sıra geldi yeni yıl dileklerini yazma geleneğini yerine getirmeye! :D Bu seneki yeni yıldan isteklerim temalı bu yazı öncekilerden biraz farklı olacak çünkü dilediğim, olmasını istediğim şeylere biraz zaman vermeye karar verdim o yüzden "2015'te şu olsun, bu olsun, o işi başarayım..." gibi cümleler kurmayacağım. Akışına bırakmaya karar verdim anlayacağınız.. ;) Anladım ki ben hayatı ne kadar önemseyip ne kadar kurallarıyla yaşamaya çalışsam da isteklerimin olmadığı gibi birde sadece kendimi yoruyorum. Belki de 2015 şimdiden diyor ki biraz rahat ol bu kadar mükemmelliyetçilik yeter?? :D Eğer illa ki bir şeyler istemek gerekirse yeni yıl 2014 gibi iğrenç bir yıl olmasın yeter, başka bir dileğim yok. ;)
Bu arada yeni yıl dileklerim yok diye yeni yıl hediyelerine de hayır demeyeceğim elbette. :D Zengin olduğumda ilk alacağım şeyleri paylaşmak istiyorum ama tabi double sevap kazanmak isteyen birileri varsa bana bunları alabilir :P ahahah :D Şaka bir yana Pinterest hesabımda "Benim olsun" adlı bir klasörüm var ve oraya en çok istediğim şeyleri ekliyorum. Bu bile mutlu olmama yetiyor. O yüzden sizinle de paylaşmak istiyorum.. ^_^ 
Bir kitap aşığı olarak böyle bir elbise hemen gönlümü fethetti!! Benim olmalısın!!! ^^

Bu tarz bebeklere aşırı halde bir ilgim var, bayılıyorum!! Elimde olsa da keşke bende böyle bebekler yapabilsem! Çok güzel değiller mi sizce de?? 

Anime Ustası Hayao Miyazaki'nin 10 animesinin toplandığı "Hayao Miyazaki Collection" seti!! 
Benim olacaksın, bekle beniiii!!! :P
Bir kırtasiye hastasına gösterilmemesi gereken bir görüntü: Lamy Safari Koleksiyonu!!! Atın beni denizlereee!!
Faber Castell'in bu devasa seti! Hayalini kurmak bile zevkten dört köşe olmama yetiyor!!

Polaroid Kamera benim olacaksın!! Seninle eşsiz fotoğraflar çekeceğiz!! Kaçma benden!! :D

Harry Potter Serisi seni kütüphanem hasretle bekliyor!! Çabucak gel ve bu hasret bitsin, aşıklar kavuşsun!!
Bir takıkolik olarak bu tarz yüzükler hayır diyemeyeceğim şeyler! Tam benlik!! ^_^
Bu çantayı gördüğümden beridir aşk yaşıyoruz!! Klas duruşuyla fethetti beni! :D
Eğer paylaştığım şeyler hoşunuza gittiyse ve Pinterest hesabıma da bir göz atmak isterseniz şöyle buyrun: Tık Tık

Umarım yeni yılda da birlikte oluruz ve EfeKızı'nı takip etmekten bıkmazsınız? :D
Mutlu ve sağlıklı seneler diliyorum herkese..
Kendinize cici bakın... ^_^

28 Aralık 2014 Pazar

Film Önerisi: The Attorney

Selam canlar!! Bugün size bol ödüllü ve aldığı ödülleri de sonuna kadar hak eden bir film tanıtacağım:
"The Attorney"
İlk olarak filmin konusu şöyle: Zor şartlar altında avukat olmuş Song Woo Seok'ın tüm derdi ailesini fakirlikten kurtarıp onlara iyi bir yaşam kurmaktır. Tabi bunun için bolca para gereklidir ve diğer avukatların aksine müşteri çekmek için kartvizit bile bastırıp dağıtır. Sadece belirli davalara bakmaz noter ve vergi davalarına da bakarak avukatların tepkisini çeker ama o bunların hiçbirine aldırmaz. Para kazanıp ailesine iyi bir yaşam sunmak dışında başka bir derdi olmayan bu iyi yürekli avukat, yaşama bakış açısnı değiştirecek olaylarla karşı karşıya kalacaktır. Geçirdiği zor zamanlarında ona yemek veren küçük restoran sahibi kadının oğlu bir gün suçsuz yere gözaltına alınır. Avukat ilk başta minnet borcunu ödemek için çocuğun avukatı olmayı kabul eder ama sonra davanın azımsanmayacak derecede bir öneme sahip olduğunu görür. Çünkü tutuklanan gençler devleti yıkmakla, komünistlikle, Devrimci kitaplar okuyup (!) devlete karşı gelmekle suçlanmaktadırlar. Darbeyle başa geçmiş yöneticilerin bir göz dağı verme durumudur aslında olan.. Avukat önüne koyulan tüm engellemelere rağmen gençleri tek başına sonuna kadar savunur. Avukatın amacı artık sadece para kazanmak değildir Çocuklarının daha iyi bir dünyada yaşaması için doğruları savunacaktır! Bu arada filmin Kore'nin dokuzuncu başbakanı Roh Moo Hyun'un hayatından esinlenildiğini söylemekte fayda var.
Film hakkında söyleyeceklerim o kadar çok ki ama bir yandan da kendi gözlerinizle görmenizi istiyorum. Eminim pişman olmayacaksınız. Bu film haksızlığa dayanamayan beni resmen mahvetti, oturduğum yerde sinir küpüne döndüm! Avukatın yerinde ben olsam ne yapardım diye düşündüm ama cevabını bulamadım. Ben onun kadar sabırlı davranabilir miydim bilmiyorum. Ayrıca herkese karşı tek başına savaştı ki izlerken gururlanmamak elde değil. Bu arada "kitap okuyarak devlet yıkma" fikri tek bizim ülkeye mahsus sanırdım meğer Kore'de bu yollardan geçmiş...
Oyunculuklara tek kelime edemem, mükemmeldi! Zaten filmin izleyenleri bu kadar etki altına almasında oyunculukların payı büyük bence.. IMDB puanı: 7.8 ama benim puanım 9 Bu puanı sonuna kadar hak ediyor ;)


Şimdilik bu kadar, görüşmek üzere ^_^

15 Aralık 2014 Pazartesi

Yeni Kitaplarım ve Yurtiçi Kargo Rezaleti!

Selam Canlar!! Anyong Çingular!! Keyifler yerindedir umarım?? ;)
Bugün size sadece yeni aldığım kitaplarımı tanıtmak isterdim ama malesef yaşadığım olaylar sinirlerimi zıplatmada zirveyi zorladığı için sizinle de paylaşmak istedim. Zira birazdan, sipariş verdiğiniz kitabın kargo şirketi tarafından size ulaştırılmamak için ne kadar çaba sarf ettiğini öğreneceksiniz. Bir paket bu kadar mı getirilemez konumuz bu ama öncesinde yeni bebeklerimden bahsetmek istiyorum ;)
Bir süre önce KTO Turkey ( Kore Turizm Organizasyonu ) facebook sayfasında bir etkinlik duyurusu görmüş ve bunun için oy kullanan kişilerin arasında çekilişle katılımcılara hediye verileceğini öğrenince bende katılmıştım. Böyle çekilişlerde hiç şansım yoktur aslında, belki diyerek katılmıştım. Umudum da yoktu açıkçası. Sonra çekilişle belirlenen kişiler arasında ismimi gördüm ki bir süre inanamamış ismimi tekrar tekrar kontrol etmiştim. :D Kazandığım hediyeler ise Kore Gezi Rehberi ve D&R'dan 25 TL'lik hediye çekiydi.  
Hediyeler için tekrar teşekkür ederim ^_^
Hediyelerim çok geçmeden elime ulaştı ve bende zaman kaybetmeden D&R'ın internet sitesinden sipariş verdim. Aldığım kitaplar uzun zamandır kavuşmayı beklediğim kitaplardı, onlar için para biriktiriyordum ki hediye çekini kazanmam müthiş oldu! 
İşte bebeklerim: Kavuşmak için gün saydığım "Kürk Mantolu Madonna" (Sabahattin Ali), Kütüphanemde bulunması için sabırsızlandığım Manga Serisinin ilk kitabı "Death Note - Ölüm Defteri 1" ve Turgut Uyar'ın seçme şiirlerinden oluşan "Göğe Bakma Durağı"
Tüm kitaplar benim için kıymetlidir ama Kürk Mantolu Madonna benim için artık bir tabu haline gelmişti. Kitabı ne zaman almak için heveslensem hevesim kursağımda kalıyordu. Hep bir engel çıkıyordu ve bir türlü kavuşmak mümkün olmuyordu. :D Hatta bir keresinde Kitap almak için aylarca biriktirdiğim parayla "Bu sefer alacağım seni Kürk Mantolu Madonna" nidalarıyla internetin başına oturduğumda kitapların büyüsüne kapılıp sipariş listemi tamamladım. Siparişi onayladığım anda fark ettim ki listede bir eksik var.. Ne olabilir sizce? Tabi ki Kürk Mantolu Madonna.. :( Ona bu kadar yaklaşmışken bir anlık dalgınlığın cezası olarak yine kavuşamamıştık.. :D Yine de şikayet etmiyorum çünkü her şeyin bir zamanı olduğuna inanıyorum.. Kısmet bugüneymiş :D Tabi bazı sorumluluk yoksunu insanlar sayesinde yine sorunsuzca bir buluşma olmadı bizimki.. >_<
17.11.2014'te verdiğim sipariş 19.11.2014'te D&R'dan sorunsuzca Yurtiçi Kargo'ya teslim edildi. Buraya kadar her şey mükemmeldi. Olay bundan sonrasında.. :( Normalde bildiğim kadarıyla bulunduğunuz şehre gelen kargonun eve gelme süresi 3-5 gün arası değişir ama bu benim paket için geçerli değildi galiba! 28.11.2014'te Nevşehir'e inen paketim bir türlü gelmek bilmedi. Ben bu süre içinde zaten internetten sipariş takibi yapıyor ve telefonla şubeyi arayıp bilgi alıyordum ki beni " Bugün gelecek / Yarın gelecek " diye oyalamaya başladılar. Böylelikle 10 gün kadar bekledim ve şikayet bildiriminde bulundum. Ertesi gün beni Yurtiçi Kargo şikayet bölümü aradı ve dediler ki " Arkadaşlar sizi telefonla aramışlar, ulaşamamışlar. O yüzden sizin gidip şubeden almanız gerekiyormuş. " Ben hayatımda şu -mış, -muş'lu cümleler kadar hiçbir şeyden nefret etmemişimdir. Konuya hakim değilsen konuşma hakkın yoktur bence! Söylediklerinin aksine beni kimse aramamıştı. Ben kargo yola çıktığı günden sonra resmen telefonla yapışık ikiz gibi gezmeye başlamıştım ki bu dediklerinin aslı astarı yoktu. Böyle bir şeyin olmadığını hatta 10 gündür kargo gelecek diye evden bile çıkmadığımı söylediğimde ise yeniden şikayet oluşturun çözümü (!) ile karşılaştım. Tepem attı ve "Paketimi gidip ben alacaksam neden yeniden şikayet oluşturayım ki? Bir işe yaramayacak sonuçta?" deyince telefondaki kişi "Ben şikayetinizi arkadaşlara ileteyim" dedi. Ertesi gün hala ne gelen var ne de giden. Üzerinden 4 gün daha geçti. Ben internetten hareketleri takip ediyorum sabah "dağıtıma çıktı" akşam "şubede bekliyor" girişleri yapılıyor. Tüm hareketlerin sayısı 42'yi geçti, benim telefon görüşmelerimin sayısı da 50'yi!! 
En sonunda 11.12.2014'te Yurtiçi Kargo'nun Nevşehir Merkez şubeye gidip "Şu bir türlü gelmeyen kargom hakkında bilgi almak istiyorum hatta teslim etmeyi düşünüyorsanız kargomu da!! deyince araştırdılar ve paketimin sanayideki şubede olduğunu söylediler. Benim telefonlarımı artık açmadıkları için merkezden sanayi şubesine telefon açtırdım ve ne öğrendim sizce? Meğer benim evime gelmişler ama evde kimse yokmuş ve not bırakmışlar! Delirmemek elde değil! >_< Beni ne aradıklarını ne de eve gelip not bıraktıklarını söyledim ama aldığım tek cevap " Arkadaş araMIŞ / Arkadaş evde bulamaMIŞ / Dağıtımdaki Arkadaş gelince soracaklarMIŞ " Nevşehir Merkez şubede de çözüme ulaştıramadıkları gibi birde dalga geçer gibi Sanayi Şubesinin adresini verdiler. Dedim ki " Tamam, olur da eve getirmeye falan kalkarsınız getirmeyin ben gelip kendim alacağım, o zaman görüşürüz! " Ertesi gün gidip birde Sanayi de şube aradım! İnanabiliyor musunuz? Abartmıyorum yaşadıklarım bunlar!
Sonunda şubeyi bulup girdim içeri. Adımı söyleyip kargomun neden gelmediğini sorduğumda Arkadaş eve not bırakMIŞ cevabını aldım yine! İşinizi doğru düzgün yapmıyorsunuz bari birde yalan söylemeyin arkadaş!! Deselerdi ki bir hata olmuş ona bile razıydım özür bile beklemiyordum ama aldığım tek cevap boş boş bakan bir personel! Konuşmaya bile yeltenmedi, lüzum görmedi, hiç yormadı kendini. Bu onun için o kadar önemsiz bir durum olduğu sorduğum sorulara sadece bön bön bakarak cevap vermesinden belliydi.
Temsili Örnek
Sorduklarıma cevap olarak konuşmaya lüzum gösterdiği tek şey " Üniversiteli misiniz? " oldu. İşte ordan sonrasında da bende ipler koptu! Hak aramak için Üniversiteli mi olmak gerekiyor? İlla kitap okumak için Üniversiteli mi olmak gerekiyor bu memlekette?? Evet üniversite okudum kardeş! Senin bu bönlüğüne o yüzden katlanabiliyorum o yüzden ağzını burnunu kırmıyorum!! Bu kişiyle konuşmanın hatta edilen tek kelimenin bile israf olduğunu anlayıp paketi alıp çıktım. Eve gelince internetten Yurtiçi Kargo'ya bir şikayet daha oluşturdum daha doğrusu bir tebrik mesajıydı (!) tabi anlarlarsa... Bloğum vasıtasıyla burdan da bir mesaj göndermek istiyorum: Bu kadar Etik sahibi (!) Dürüst (!) Güvenilir (!) Çalışkan (!) insanları bir araya toplamayı başaran Yurtiçi Kargo'ya tebriklerimi gönderiyorum. Böyle devam etsinler! Birde şu her sözü altın değerinde olan "Arkadaş"la tanışmayı çok isterim! Böyle insanlar artık kalmadı, kıymetini bilmek lazım!!
Neden bir işimde doğru düzgün gitmez ki! Benimkine Hayat değilde Absürt Komedi denmeli! Yine sinirlendim bak.. Neyse çingular bir kavuşma hikayesini dinlediniz eminim gözyaşlarınıza hakim olamadınız! :D Burdan çıkarılacak derse gelirsek: Yurtiçi Kargo'nun bu kaliteli (!) hizmetine layık görmüyorum kendimi o yüzden bir daha Yurtiçi Kargo mu? ASLA!!!! 
Umarım sizin de karşınıza böyle " Arkadaş "lar çıkmaz. ;)
Görüşmek Üzere!! ^_^

18 Ekim 2014 Cumartesi

SeungRi'nin Araba Kazası ve Son Gelişmeler

Anyong Çingular!! Bugün (sonunda!) mutlu bir haberle karşınızdayım: SeungRi sonunda iyileşti!!
Yazıya nasıl başlamam gerektiğini bilemiyorum çünkü bugün gerçekten çok mutluyum. En iyisi en baştan anlatmak.. :D
2014 senesi Kpop için çok kötü bir sene oldu. Çoğu grubun başına türlü kötü olaylar geldi hatta malesef ölümler bile oldu.. Kendi adıma Bigbang'le ilgili bişey olmasın diye dua ederken (Tabi GD & Kiko oyunları hariç!) Eylülün 12'sinde gece yarısı kötü bir haberle sarsıldık. SeungRi bir trafik kazası geçirmişti.
Kaza haberinin videosu

Gelen haberlere göre: "Bir arabaya çarptıktan sonra takla atan aracı bariyerlere çarparak durabilmiş. SeungRi takla atan aracından çıkarak iyi olduğunu belirterek ambulansa binmek istememiş ve arkada kendisini takip eden menajerinin arabasına binerek hastaneye gitmiş.. Polis kayıtlarına göre SeungRi'nin alkollü olmadığı belirtilmiş, hız yüzünden kontrolü kaybettiği üzerinde duruluyor. Seung Ri'nin çarptığı arabadakiler hafif yaralı, maddi kayıptan başka önemli bir kayıp yok." Bu haberleri böyle net bir şekilde almak için olayın üzerinden nerdeyse birkaç gün geçti ilk duyumlar çok sinir bozucuydu! Özellikle kazanın duyulduğu ilk an gece yarısıydı ve ben yatmaya hazırlanıyordum son defa bakayım ne varmış diye nette gezerken haberi gördüm. O an sanki başımdan aşağı kazanlarca kaynar su dökmüşler gibiydi ancak böyle anlatabilirim halimi.. İlk anda ne yapacağımı bilemedim aklıma gelen şeylerden ilki Seung Ri'nin ölmüş olabileceği oldu. İlk haber şöyleydi: "Seungri kaza yaptı ve çarptığı çocuk öldü!" bu konu hakkında o kadar çok konuşan kişi vardı ki herkes neler olduğunu anlamadan, net bir bilgi almadan SeungRi'nin bir çocuğu öldürdüğü haberini yaydılar. Sonra anlaşıldı ki böyle bir durum yok. Bu "çocuk ölmüş" haberini gördüğümde aklıma Daesung'un kazası geldi o zamanlara geri döneceğiz diye çok korktum. Netizenlerde boş durmadı; Zaten grubun sevilmeyen çocuğu SeungRi'yi sevmemek için ortaya bir neden daha çıkmıştı bunu doyasıya kullandılar. Düşündükçe hala sinirleniyorum. SeungRi'ye söylenmedik şey bırakmadılar anladım ki SeungRi ölse rahatlayacaklarmış! >.< Bu arada bizim gazeteciler bu kazayla ilgili bir haber geçtiler ki amaçları neydi hala anlamış değilim? Araştırıp tam net bilgi almadan yapılan haber tam olarak şöyleydi:
"Güney Kore’nin dünyaca ünlü rapçilerinden Seungri, sabah saatlerinde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı.Güney Kore’nin önde gelen müzik gruplarından Big Bang’ın üyesi Seungri, bugün sabah saatlerinde feci bir kaza geçirdi. Porsche markalı arabası kullanılmaz halen gelen Seungri, hemen hastaneye kaldırıldı. Hayati tehlikeyi atlatan genç şarkıcının karaciğerinde kanama olduğu ifade edildi.
Seungri’nin menajerlik şirketi YG, öğleden sonra basın açıklamasından bulundu. Seungri’nin karaciğerinden tedavi görmesi gerektiğini ifade eden şirket, Singapur’da düzenlenecek olan 2 gün sonraki konsere genç rapçinin katılamayacağını duyurdu.
Seungri’nin kaza haberi ise sosyal medyada hızla yayıldı. Dünya’nın dört bir yanından hayranları genç şarkıcının Twitter’daki hesabına şifa dileklerini gönderdi."
Dünyaca ünlü Rapçi SeungRi?? SeungRi'yi ne zaman rap yaparken gördüler acaba? Hatta kimmiş bu SeungRi diye baktıklarından bile emin değilim!! Bizim Rapçi (!) bu haberi görse ne düşünür acaba çok merak ediyorum! :D
Bende Bigbang'in her üyesinin yeri ayrı,onlara karşı hissettiklerimi anlatacak kelime yok, Diyebildiğim tek şey; onların canı yandığında benimde canım acıyor.. Geçen sene internet üzerinde oynanan Role Player oyuncularından biriydim. Hatta 2-3 tane KPOP temalı oyunun adminliğini de yapmıştım. Bu oyunu en kolay tabirle şöyle açıklayabilirim: Oyunun kuralı bir karakter seçip onun gibi davranmak ve onun üzerine olaylar geliştirerek hikaye yazmak. Ben sırf GD-SeungRi ikilisini keyifle oynatmak ve SeungRi'yi sevmeyen insanlara sevdirmek için hep SeungRi karakterine büründüm. Bu tür oyunlar bir zaman sonra insanın üzerine öyle bir etki bırakıyor ki; karakterinize yapılan bir övgü yada eleştiriyi kendinize söyleniyormuş gibi üzerinize alınıyorsunuz. Bu bakımdan SeungRi'nin başına gelenlerden en çok etkilenen kişilerden biri benim.. Bu yüzden şu son bir ay geçmek bilmedi! YG sağolsun olayla ilgili, SeungRi'nin sağlığıyla ilgili tek bir açıklama yapmadı! Duyduğumuz şey SeungRi'nin karaciğerinde bir kanamanın olduğu ve hastanede kontrol altında tutulduğuydu. Sonra Kore'deki Incheon Asya Oyunlarının kapanış töreninde Bigbang'inde sahne alacağı için provalara katılmak üzere hastaneden erken ayrıldığını öğrendik. Ertesi gün soruşturma için polis merkezine gittikten sonra SeungRi ateşlenmiş ve tekrar hastaneye kaldırdıklarında karaciğerindeki kanamanın durmadığını tekrar tedavi altına alındığını öğrendik. Bu haberlerden sonra başka hiçbir açıklama gelmedi. SeungRi normalde interneti aktif kullanan birisi o yüzden her an "Ben iyiyim merak etmeyin" diye bir Tweet görür müyüz diye bekledik ama o da gelmedi. Zaten bizim endişelerimiz o anda başladı. Yani anlayacağınız SeungRi tweet atamayacak kadar kötü durumdaydı. :( Konser sonrasında hayranlarına eve gidince geldim diye mutlaka arayın merak ederim diyen bir insan SeungRi ki bu durumda böyle sessiz kalması mümkün değildi. Tabi bu arada Bigbang'in etkinliklerine katılamadı. Mesela bir dergi çekimlerine Bigbang dört kişi olarak katılmak zorunda kaldı. Uzun zaman sonra Bigbang'i birlikte gören VIP'ler olarak tam olarak sevinemedik bile çünkü çekimlerde SeungRi yoktu!



Şu SeungRi'siz geçen 37 gün pek bir keyifsizdi! SeungRi olmadan zaman geçmedi benim için buna inanın! Net ortamı tatsız tuzsuz bir ortama dönüştü, zaten Bigbang'in yokluğunu SeungRi'yle gideriyorduk o da olmayınca çekilmez olmuştu..
İşte beklenen an!! :D

Sonunda VIP'ler olarak bugün o keyifsiz bekleyişimiz son buldu!! SeungRi bugün Bigbang'in fan toplatısına katıldı. Haberin fotoğraflarını görünce resmen mutluluktan ağladım! Nasıl özlemişim anlatamam! Şükür Kavuşturana!! Pandam benim ya!! Sevilesi Zibidi!! Çok şükür uzuuuuuun geçen bir ayın ardından bugün ilk defa rahat bir nefes aldığımı hissettim. Günüm aydınlandı, kuş gibi hafifledim onu görünce!! Birazcık zayıflamış yavrucağım ama olsun o iyi olsun da gerisi önemli değil!! :D
 ooyy sevilesi yaratık!! ^_^
Seni zibidi bir daha hız yaparsan eşek sudan gelinceye kadar döverim seni!!! >.<
2014 daha ne kadar kötü oyunlar oynayacak bize bilinmez ama tek eğlencem Kpop'un peşini bırakmasını diliyorum. Umarım 2015 güzel bir sene olur bizim için..
Size Daesung'umun eğlenceli bir şarkısıyla veda ediyorum çünkü bugün konu itibariyle biraz daha gevşemeye ihtiyacım var; geçen bir ayı anlatmak zordu.. Ayrıca bugünü kutlamalıyız!! :D (SeungRi'nin yokluğunda tek yüzümü güldüren şey Daesung'un ardı ardına gelen yeni klipleriydi!)
Yazımı bu konuyu yazmam için teşvik eden Çingum Betül'e ithaf ediyorum. ;) :D
Şimdilik bu kadar görüşmek üzere canlar! ^_^